film türleri ve özellikleri

Film Türleri ve Özellikleri

Film türleri ve özellikleri olarak birçok farklı noktada ayrıldıkları aşikardır. Bugüne kadar izlediğimiz birçok filmin tür bakımından birbirlerinden ayrıldıklarını da bilmekteyiz. Peki film türleri hangi özelliklere göre kategorilere ayrılırlar? Film türlerinin belirgin amaçları nelerdir?

Film Türleri ve Özellikleri

Soyut Film

Rutmann’ın Operas, Richter’in Rhytmus ve Viking Eggeling’in Syphonie Diagonale gibi soyut filmler, filmsel amaç birliğinin birincil örneğidir. Kısaca, hareket içinde soyut biçim gruplarının hızlılığındaki değişiklik ile göz aracılığı ile zihninde basit psikolojik tepkiler üretme arayışın-dadır. Oranlan değişen, çözülen ve birbiriyle yer değiştiren geometrik figürlerin ilişkisi ile bu tür tepkiler oluşturulmaktadır. Soyut film ile zihinde oluşturulan sonuç savaş sonrası şairler ekolünün sözcük Örnekleri tarafından üretilenlerle, James Joyce’un çalışması gibi edebiyatın belli türleri karşılaştırılabilir. Örnek olarak, birbiriyle bağlantısız sözcüklerin bir dizisi, psikolojik bir değere sahip tam bir bütün oluştururlar.

Film, hızlı hareket, karşıtlık, karşılaştırma, ritim, genişleme ve biçimlerin çelişmesi sinemasal nitelikleri ile, soyut görsel görüntülerin bir dizisinin sunumuna çok uygun bir yapıya sahiptir. Böylece film türleri ve özellikleri konusunda güçlü bir duyumsal tepki oluşturulur.

Son dönem soyut film türlerinde hareket halinde ya da duran makine ya da mimari devindiriciler, özdek temeli olarak kullanılırlar. Bu tarzın en başarılıları olarak, Eugene Deslav’ın La Marche deş Machines, Richter’in Vormittagsspuk, ve Joris Ivens ve Fransen’in Pluie ve Le Pont d’Acier sayılabilir.

Öncüleri

Film türleri ve özellikleri konusunda Viking Eggeling soyut filmin öncülerinden ve yöntemin en yetkin betimleyicilerinden biridir. Ivor Montagu Close Up yapıtında (Cilt l, no. 6) bu konuda ayrıntılı bir açıklama yapmıştır. “Onun çalışmasının temeli çizgidir, ve örnekleri temel olarak iki-boyutlu bir düzlem, ekran üzerinde değişen konumlardır. Burada bir boyutlu figürler bulunmaktadır. Richter ve Rutmann, genel olarak üç boyutluluk içinde hareket eden iki boyutlu biçimleri ortaya koymuştur. Ekran, Eggeling için bir kara tahta iken, Richter ve Ruttmann için bir penceredir”. Buna karşıt olarak, Deslav’ın soyutlamaları ritmik bir birlik oluşturmak için bir arada bulunan fotoğrafik gerçeklik parçaları örnekleridir.

Mutlak film ile erken dönem melodramı arasındaki belirgin benzerlik ilgi çekicidir. Zihne ve göze uygulanan psikolojik yapı özdeştir. Eric Elliot’un işaret etmiş olduğu gibi, sinemadaki her şey gerçek olarak kanıtlanabilir. Sinemanın tüm olanaklarının kuramsal olarak ortaya konması gerekmektedir. Ancak bu dönemin yönetmenleri, yeni aracın kaynaklarını gerçekleştirmeden uzaktırlar. Buna örnek olarak 1902 yapımı George Méliès’in “Ay’a Seyahat” filmini verebiliriz. Burada büyüsel efektler kulla­nılmıştır. Fairbanks’ın 1923 yapımı Bağdat Hırsızı filminde kullanılan yapı farklıdır. Bu teknik yapı aynı dönem için Avrupa ve Amerika’da da farklılık göstermektedir.

Soyut filmlerin tüm listesini vermek olanaksızdır, ancak film türleri ve özellikleri konusunda bunlar arasında ilgi çekici olanlarını şöyle sıralayabiliriz. Hans Richter’in Filmstudie ve diğer çalışmalar; Henri Chomete’nin A quoi revent leş jeunes films (1924-25); Femand Leger ve Dudley Murphy’nin La Ballet Mecanique (1925); Eugene Deslav’ın Monparnasse ve Les Nuits Eletriques; Sandy’nin Light and Shade; Francis Bruguiere ve Oswell Blakeston’un Light Rhyihms; ve Marcel Duchamp ve Maurice Sollen tarafından gerçekleştirilen çalışmalar.

Ballad Film

Film türleri ve özellikleri konusunda sinemanın bu türü üzerine yazılmış olan çok az şey vardır çünkü bu yönündeki deneyler azdır. Zaman zaman, uzun metrajlı bir filmde tek bir kare sine-şiir olarak bulunur, bu basit bir hava ya da atmosferin an bir ya­ratımı olarak bulunmaktadır. Temeli edebi esinlenmedir. Bunun en göz alıcı olanı Walther Ruttmann’ın Siegfried filmindeki Şahinlerin büyüleyici Rüyası ve Fritz Lang’ın Nibelungen Destanı filminin ilk bölümü olarak gösterilebilir. Çok kısa olan sekansta Siegfried’in Ölümü ve kendi yazgısı önceden uyarıldığı Kriemhild’in rüyası gösterilmektedir. Bu, gri bir arka fona karşın güzel, ritmik hareketlerde daireler çizen iki siyah şahin ve bir beyaz güvercinin siluetleri aracılığı ile yapılmıştır. Man Ray’in kısa filmi L’Etoile de Mer Robert Desnos’un şiirinin filmsel bir ifadesidir. Man Ray, daha önceki yapımı olan Emak Bakia için şöyle konuşmaktadır: “bir frag­manlar dizisi, belli bir optik sekanslı bir sinema-şiir, bir bütünlüğe sahip ‘olmasına karşın hala bir fragman olarak kalmaktadır.

Klasik bir çalışmanın bir fragmanındaki soyut güzellik onun tümünde bulunandan daha değerlidir, bu film, çağdaş sinematografi içindeki özsel oluşumları gösterme girişiminde bulunmaktadır.

Sürrealist Film

Bu film türü yalnızca birkaç soyutlanmış örnek ile temsil edilmektedir. Bazı Sovyet filmlerinde gerçeküstücülüğün izleri bulunmaktadır. Barnet’in komedisi The House in Trubnaya Square filminin açılış sekanstan ve Dovçenko’nun Zvenigora filminin bazı bölümlerinde bu görülmektedir. Gerçeküstücü filmin uygulaması zorunlu olarak sınırlıdır ve yapım tamamen özel kaynaklara bağlıdır. Bu uygulama biçiminden öğrenilebilecek çok şeyin olduğu ve bunların kurgu filmlerinde daha geniş alanda uygulanabileceğini düşünüyoruz. Luis Bunuel’in Un Chien Andalau (Endülüs Kö­peği) filminin temel karakterinin sınırlı biz izleyici dışında gösterim olanağı bulamamasına karşın, çok ilgi çekici bir yapımdır. Gerçeküstücü akımın birincil amacı rüyalarda yaşanan ifadelerin ortaya konulmasıdır. Düş gücüne sahip bir insanın düşünceleri kağıt ya da perdeye yansıtılır.

Film türleri ve özellikleri konusunda sinema, varlığını düşsel hareketliliğe ve soğukkanlı davranışa, sınırsız gülme eğilimine ve duyarlılığa borçludur. Bunuel’in filmi, bazı hoş olmayan örnekler içermesine karşın, gördüğüm en dinamik filmlerden biridir. Sinemanın çok sayıdaki örneğinde bilinmeyen ifadelerin yoğunluğunu gördüm, bu teknik birleşimden değil, özdekten elde edilen bir yoğunluktur. Düşüncenin hızlı geçişinde göz alıcı, akıcı bir süreklilik vardır. Bu konuda Pierre Batcheffin olağanüstü oyunculuğunun göz önünde tutulması gerekmektedir.

Germaine Dulac’ın başarılı La Coquüle et le Clergman filmi de gerçeküstücü bir eğilime sahiptir. Bir süreklilik içinde, güzel bir şekilde bir arada bulunan ifadeler dizisidir. Bu anlarda dramatik yoğunlukta büyük bir yükselme meydana gelir. Zekice seçilmiş açılar, en iyi niteliğe sahip görüntüler aracılığı ile bu yoğunluk sağlanır.

Bunuel’in L’Age d’Or (Altın Çağ) ve Cocteau’nun Sang du Poete (Bir Şairin Kanı) filmleri de bu gruba dahildir. Jean Vigo’nun Zero du Conduhe (Hal ve Gidiş Sıfır) ve L’Atlante filmlerinde de gerçeküstücü etkinin izleri görülmektedir.

Düşsel Film

Sinemanın düşsel alandaki gizilgüçleri sınırsızdır ve uygulama açısından genel yapımın her yönü içinde gizlenmiş olarak bulunmaktadır. Sinemanın yapısında var olan düşsel doğası, başka herhangi bir araç ile açıklanması olanaksız olan yüzlerce düşünceyi bir anda ortaya koyabilir.

Lotte Reinger’in The Adventures of Prince Achmet ve Cinderalla filmlerindeki çarpıcı siluetler bunun gözahcı örneklerini oluşturmaktadır. Lotte Reiniger’in çalışmasının çok sayıda taklidi yapılmıştır, fakat onlar iç donanım açısından yeterli değildirler. Başka bir düşsel tür Stanislas Starevitch’in örnek filmi The Magic Clock yapımında görülmektedir. Burada kameranın “büyü” niteliklerinin iyi bir kullanımı yapılmıştır.

Film türleri ve özellikleri konusunda uzun metraj düşsel film olarak Ludvvig Berger’in 1923 yapımı Cinderalla, Rudolph Bamberger tarafından yapılan görkemli barok mimarisi ile, nitelikli bir yeni versiyon olarak karşımıza çıkmaktadır. Bellekler­den silinmeyen, cadıların mükemmel kavgası, belki de şimdiye kadar ya­pılmış en iyi film büyüsüdür. Düşsel flaşları Giegfried, Destiny, Faııst başta olmak üzere Alman orta dönemin hemen hemen tüm filmlerinde görülmektedir; ayrıca Rus yapımı Morosko; Dovçenko’nun Zvenigora; Ufa’nın gösterişli yapımı Secrets ofthe East; Fairbanks’ın Bağdat Hırsızı; Renoir’in La Petite Marchande d’Allumettes; ve Clair’in La Voyage Imaginaire için de aynı şey söylenebilir.

Çizgi Filmler

Çizgi öğesi sinemanın gelişiminin erken dönemine kadar geri gitmektedir. İlk olarak Amerikan gazetelerinde neşeli bantlar olarak bulunmaktaydı. Ancak hareketli çizgiler elde edebilmek için binlerce küçük çizimin yoğun bir çaba sonucunda gerçekleştirilmesi gerekmekteydi. Yumuşak bir hareket elde edimi için birbirini izleyen çizgilerin ardışık olarak çizilmesi gerekmektedir. Bu güçlüğe karşın, bu alanda çok sayıda başarılı yapıma imza atılmıştır. Bunlar arasında Felix the Çat, Muti and Jeff ve Aesop’s Fables (Ezop’un Fabları) sayılabilir.

Ancak Walt Disney’in Mickey Moııse çizgi filmi gerçekleştirilene dek bu çalışmalara tam değeri verilmemiştir.

Film türleri ve özellikleri konusunda Disney çizgi filmleri yalnızca öncellerinden daha komik ve daha iyi çizilmiş olmakla kalmayıp, aynı za­manda daha fazla olarak filmsel açıdan algılanmaktadır ve buna bir de ses öğesinin mekanik olarak kaydedilebilmesi avantajının eklenmesi gerekmektedir. Çizilen çizgi filmlere sesin eklenebilmesi ile sınırsız bir üstünlük elde edilmiştir. Böylece bu alanda çok büyük yapımlar gerçekleştirilecektir.

Çağdaş Sinema Arasında Çizgi Filmin Yeri

Pek çok yazara güre Film türleri ve özellikleri konusunda bu dönemdeki çağdaş sinemanın en tatmin edici yapımları çizgi filmlerdir. Onların başlıca özelliği, basit olarak ritm temeli üzerine dayandıkları için her türden izleyiciye hitap edebiliyor olmalarıdır. Onlar, Chaplin’in erken dönem tek-bobinlik yapımlarıyla karşılaştırılmışlar ve derece derece uluslararası bir kabul görmüştür. Aslında Mickey Mouse’un gerçek önemi onun çok yoğun bir çaba sonucu olarak ortaya çıkarılması ya da eğlendirici olmasında değil, hemen hemen her ülkede kuramcıların sesin iyi yanları ve kötü yanlan üzerinde tartışmaları sürdürdükleri bir ortamda, eşseslendirmenin pratik uygulamasını ortaya koymasında yatmaktadır.

Mickey Mouse ile birlikte, sesin yapısından gelen niteliklerin görsel görüntülerle iyi bir bileşim içinde olabilmesinin keşfedilmesidir. Disney çizgi filmlerinin en önemli karakteristiği, kırık çizgisel görüntülerin, ayrı şekilde kırık ses görüntüleri ile uyum içinde olarak, geleceğin görsel-sesinin filmleri olmasıdır. Daha önceki çizgi filmlerde Disney’in ekran ve ses arasında eşit olarak bölünmüş olmalarıdır, onların her ikisi de birbiriyle uyum içindedir fakat biri diğerini yönetmez. Daha sonraki yapımlarda (Springtime ve Jungle Rhythm) doğrusal görüntülerinin belli bir me­lodi ile uyum içinde olmasının eğilimi görülmektedir. Benim seçtiğim en iyi Disney çalışması Mickey’s Choo-Choo ve The Jazz Fool yapımlarıdır.

Epik Film

Düşsel filmler gibi, epik filmin de gücü varlığını sürdürmektedir fakat kısmen yanlış kullanılmıştır. Ancak yine de bu yönde yapılan deneyler ilgi çekici bir şekilde başarılı olmuşlardır. Film, kitlenin hareketini herhangi bir başka araçtan daha iyi gösterme yeterliliğine sahiptir, ancak epik film ile yalnızca güzel görünüm filminin arasındaki farklılığın bilinmesi gerekmektedir. Filmin uzam ve zaman denetimi ile, bir ulusun duygularının ve psiko­lojik tepkilerinin kitlesel hareketini betimlemek olanaklıdır. Epik film, kolektif yaşamı kendi içinde bir son olarak kavrar.

Film türleri ve özellikleri konusunda epik kitle filminin en büyük örnekleri S. M. Eisenstein tarafından yönetilen dünyaca ünlü Potemkin Zırhlısı ve Dünyayı Sansarı On Gün yapımlarıdır. Uygar dünyanın herhangi bir sınıfından ya da herhangi bir bölümünden bir kişinin Rus insanının ruhunu tam olarak algılamasını yapmadan bu filmlere tanıklık etmesi düşünülemez. Onlar pratik olaylarla ilgili politik yapımlardır; Hristiyan dini için bir propaganda niteliği taşıyan The King of Kings (Kralların Kralı) filmindeki gibi bir propaganda ögesine sahiptir.

Pudovkin’in St. Petersburg’un Sonu adlı filmi, bu kitle yapımlarına karşıt olarak, Dünyayı Sarsan On Gün filmi ile aynı olayları ele alarak, kalabalık bir arka plana karşı hareket eden bireyleri ön plana çıkarmaktadır.

Ayrıca Grass gibi filmleri ve Martin Luther filmini de bu sınıflandırmaya dahil etmemiz gerekmektedir. Abel Gance’ın  Napoleon filmi için de aynı şey geçerlidir.

Belgesel Film

Sinemanın bu türü Avrupa kıtası üzerinde ve özellikle Sovyet Rus­ya’da büyük başarılar kazanmıştır. Bu tür filmler İngiltere’de sıradan seyirciye hitap eden yapımlar olarak değerlendirilir. Bunun ötesinde, bu filmler hızlı bir gelişim içindedirler. Edmond Greville’in İsviçre yapımı The Birth ofthe Hours filmi bunun bir örneğidir. Çeşitli türlerin örnekleri olarak şöyle bir değerlendirme yapılabilir:

  1. Coğrafik: Pamyr, With Cobham to the Cape, Turksib ve Pori;
  2. Bilimsel: The Mechanics ofthe Brain ve çok sayıda tıbbi kısa film;
  3. Sosyolojik: Expiaîion ve doğal ola­rak sıradan Sovyet filmlerinin çoğu. İngiltere’de, British Instructional Films kuruluşu tarafından çok sayıda doğa filmi üretilmiştir. Bunların en bilineni John Grierson’un Drifters (Balıkçı Tekneleri) adlı yapımdır.

Son yıllarda bu çizgide çok sayıda film yapılmıştır. Bu yapımların amacı bir öykü ile gerçek özdeğin bir araya getirilmesidir. Böylece daha önce ele alınmamış konulara açıklık getirmek amaçlanmaktadır. Bu türün en iyi örneklerini şöyle sıralayabiliriz.

Radyo Filmi

Film türleri ve özellikleri konusunda Sine-göz ve Sine-Radyo ekolünün kurucuları Dziga Vertov ve kardeşi kameraman Kauffmann’dır. ikili Sovyet Ukrayna’nın Vufkukino kuruluşu­na bağlı olarak çalışmışlar ve daha sonra kuramlarının gelişiminde yalnız olarak çalışmalar yürütmüşlerdir. Vertov kuramı, kısaca kamera merceğinin gündelik yaşam ve çevresindeki her ayrıntıya nüfuz edecek şekilde insan gözünün hareket etme gücüne sahip olarak değerlendirilmesi düşüncesinden hareketle ortaya konmuştur. Özel kullanım, sinemanın bilimsel kaynaklan ile elde edilmektedir. Kurgunun yerleşik ilkelerinin yanı sıra çok sayıda başka teknik kullanım önem kazanmaktadır.

Sine-Kayıt Film

  1. Dziga-Vertov’un kuramları ve Walther Ruttmann’ın Berlin filmin­den ayrı olarak, sesli ve sessiz habergerçeller bu gruba girmektedir. British Movietone News, Paramount News, Fox Movietone News, vb. kuruluşlar iyi kamera çalışması ve ses yeniden üretimini yetkin bir şekilde kullanmaktadırlar. Bu grup içinde yer alan savaş olaylarının çok sayıdaki yapımı arasında şu filmler sayılabilir: Zeebrugge, Mons, The Somme, The Batîles of Coloneland Falkland lslands, ‘Q’, Ships, vb.
  2. Yukarıdaki maddede güncel olayların habergerçellerinden bahsedil­di. Bu konuda bir de geçmişte meydana gelmiş olaylara ilişkin kayıtlardan sözedilmesi gerekmektedir, Dreyer’in filmi La Passion de Jeanne d’Arc (Jeanne d’Arc’ın Tutkusu) bu alandaki başarılması zor bir yapımın örneğini oluşturmaktadır. Bunu Cserepy’nin Büyük Frederich’in yaşamöyküsünü anlattığı filmi Fridericus Rex adlı görkemli yapımın eklenmesi gerekir.

Sanat Filmi

Bu sinema türü, masraflarının geriye dönüşünü sağlayamadığı için yalnızca finansör firmanın saygınlığı amacına hizmet ettiği için varlığını zar zor da olsa sürdürmektedir. Buna karşın, bu türden çoğu Alman sinemasının erken dönem ve orta dönemde gerçekleştirilmiş olmak üzere, çok sayıda ilgi çekici filmi bulunmaktadır.Bu türün belki de en büyük yapımı 1923 yılında Fritz Lang tarafından gerçekleştirilen The Nibelungen Sağa, Siegfried filmleridir. Paul Leni’nin Waxworks filmi de daha küçük ölçekte iyi bir mimari yapım olarak karşımıza çıkmaktadır. Film türleri ve özellikleri konusunda sinemanın bu türü, filmden daha çok tiyatro ile ilintili görülmektedir. Zaman zaman küçük, bir- veya iki- makaralık kısa filmler gerçekleştirilmiştir. Bunlar arasında Robert Flaherty’nin Loves of Zero gibi çok ilgi çekici filmler bulunmaktadır. Fairbanks’ın Bağdat Hırsızı filmi, Destiny yapımının büyüklüğünden sonra fazla Önemsenmese de bir sanat filmi olarak değerlendirilebilir.

Sine-Kurgu Film

Sinemanın bu türü doğal olarak mevcut yapımların büyük bir çoğunluğunu içinde barındırır ve bu nedenle dört alt bölüme ayrılması gerekmektedir:

Modern komediler, farslar, hicivler ve dramlar

Bunların tipik örneklerinden bazılarını gelişigüzel olarak şöyle sırala­yabiliriz: A Woman of Paris (Paris’li Kadın), Therese Raquin, The Crovcn, The Love of Jeanne Ney, Piccadilly, The Shy, Leş Nouveaux Messieurs, Vaudevüle, Foolish Wives, The Virginian, The Kiss, vb.

Gerçekçi olmayan kostüm ve tarihi romanslar ve dramlar

Tartuffe, The Patriot, La Capitone, Fracasse, Forbidden Paradise, New Babylon, The Studenî of Prague, Scaramouche, Schinderhannes, Le CoÜier de la Reine, The Golem, Rosenkavalier, vb.

Güzel görüntü filmleri

Ben-Hur, The Viking, Noah’s Ark, (Nuh’un Gemisi), The Ten Commandments, La Marseillaise, General Crack. Bu dev yapımlar genellikle estetik değerden yoksun filmlerdir. Yalnızca büyük firmaların reklamları olarak hizmet görürler. Büyük ölçüde yapay dekorlar kullanılmıştır. Onlar genel olarak Hollywood çıkışlıdır. Başka hiç bir yapım merkezi bu denli büyük masrafları karşılayacak paraya ve zamana sahip değildir.

Arı komediler

Ancak yukarıda söz konusu edilen çizim-odası komedilerinden farklıdır. Chaplin’in tüm filmleri bu gruba girmektedir. Lloyd Keaton ve daha az tanınmış komedyenlerin filmleri de aynı grup içinde yer almaktadır; Moskow that Laugh and Weeps, Hurrah! I’m Alive, Rookery Nook, Leş Deux Timider.

Müzikal, Dans ve Şarkılı Filmler

Bunlar, genellikle büyük ölçekli olarak, ses ve konuşma yeniden oluş­turulması ile yapılır. The Broadway Melody, Fox Movietone Follies, Rio Riîa, Broadway, Sally, The Hollywood Revue gibi filmler 1929 yılının başarılı yapımları olarak karşımızda bulunmaktadır. Bu yapımlar daha çok hafif eğlence filmleri olarak değerlendirilirler. Müzikal komediye olan talep doğrultusunda gelişim olanağı bulmuşlardır. Renkli film ve geniş ekran gibi teknik gelişmeler ile bu ilerleyişi daha kolay olarak sürdürmüştür.

Bu yazımızdan keyif aldıysan SinePlus Akademi yeni dönem Film Yapım ve Yönetmenlik Kurslarına katılabilir, film çekmenin inceliklerini öğrenebilir, iyi film çekmek için kendini geliştirebilirsin.

Bilgi ve Kayıt için: Tıkla…

ballad film, Belgesel Film, Çizgi Filmler, Düşsel Film, Epik Film, film türleri, Radyo Filmi, Sanat Filmi, soyut film, Sürrealist Film


sineplus

BURASI MUTLU YÜZLER AKADEMİSİ; EN İYİSİNİ YAPANLAR MERKEZİ...

Bir yanıt yazın

Lalegül Sokak No:7 Levent Elmas Studio D:1 4.Levent/Kağıthane/İstanbul
0540 456 78 78 | info@sineplusakademi.com

Sitemizde 128 bit güvenlik ve iyzico altyapısıyla güvenle alışveriş yapabilirsiniz.
Her Hakkı Saklıdır © 2022 - SinePlus Prodüksiyon ve Eğitim Hizm. Tic. Ltd. Şti.-Sevgi ve Gözyaşıyla Üretildi.
Whatsapp'dan Ulaş
1
Bize Hemen Ulaşın?
Scan the code
Merhaba 👋
Size yardım edebilir miyiz?